Birçok insan yalnızlığının batan gemisinden cankurtaran sandalına atlıyormuşçasına ilişkilere girer.
HERE NEWS muhabirinin bildirdiğine göre, başka bir kişinin içlerindeki tüm delikleri kapatacağını ve sonunda bir yaşam doluluğu hissi getireceğini umuyorlar.
Bu yaklaşım, çözülmemiş kişisel sorunların değişen kumları üzerine bir ev inşa etmeye benzer. Bu şemadaki partnere bilinçsizce kurtarıcı, terapist ve ebedi onay kaynağı rolü verilir ve bu herhangi bir kişi için dayanılmaz bir yüktür.
Fotoğraf: Pixabay
Psikologlar uyarıyor: Eğer yalnızken kendinizi iyi hissetmiyorsanız, başka biriyle daha da zor olacaktır. Yalnızlık korkusundan doğan ilişkiler çoğu zaman eşlerin birbirleri olmadan yaşayamayacağı ama birlikte olmaya da dayanamayacakları bir tür karşılıklı bağımlılığa dönüşür.
Bağlantıya neşe getirdiği için değil, eşiğin ötesinde onları bekleyen boşluğun dehşeti nedeniyle tutunurlar. Bu, iki kişinin bir buz kütlesi üzerinde birbirine sokularak ısınmaya çalışması ama kıyıya ulaşmak için hiçbir şey yapmaması gibi.
Olgun bir insan, bir eksiklik nedeniyle değil, fazlalık nedeniyle – başka biriyle paylaşacak bir şeyi olduğunda – bir ilişkiye girer. Böyle bir kişi zaten bir birey olarak olgunlaşmıştır ve bir eklenti değil, kendisinin ilginç bir devamı arıyor.
Bu, yeni ve daha karmaşık bir yaşam formu yaratarak başka bir bitkiyle iç içe geçmeye hazır bütün bir bitki gibidir. Tanıdıklarımdan biri, bir dizi başarısız romandan sonra kendini anlamak için kasıtlı olarak yalnız yaşamaya karar verdiğini itiraf etti.
Bir yıl sonra, acele etmeyi ve paniğe kapılmayı bıraktığını ve yeni ilişkisinin çok daha uyumlu bir şekilde geliştiğini fark ettiğinde şaşırdı çünkü buna umutsuzca ihtiyaç yoktu. Yalnızlık korkusu biyolojimizde derinlere kök salmıştır, çünkü atalarımız için kabileden atılmak ölümle eşdeğerdi.
Ancak modern dünyada bu kadim içgüdü çoğu zaman aleyhimize işliyor ve bizi zehirli veya keyifsiz ilişkilere tutunmaya zorluyor. Bu mekanizmanın farkındalığı, kendi doğanızın esiri olmayı bırakmanın ilk adımıdır.
Gerçek yakınlık yalnızca güvenlik, tanınma ve özsaygı gibi kendi temel ihtiyaçlarını karşılamayı öğrenmiş, duygusal açıdan olgun iki kişi arasında mümkündür. Bir şeylerin eksikliğini gidermek için değil, zaten sahip oldukları zenginliği paylaşmak için ilişkilere girerler.
Sendikaları görev duygusu veya korku üzerine değil, özgürlük üzerine kuruludur. İlişkinizin sağlığını kontrol etmenin en iyi yolu kendinize şu soruyu sormaktır: “Yarın yalnız kalmaktan korkmayı bırakırsam bu kişiyle kalır mıydım?”
Bu soruya dürüst bir yanıt vermek, birçok şeye gözlerinizi açabilir ve gerçek duyguları, korkunun dayattığı duygulardan ayırmanıza yardımcı olabilir.
Ayrıca okuyun
- Partnerinize göz kulak olarak yaşarsanız ne olur: Bir ilişkide kendinizi nasıl korursunuz?
- Partnerinizin sevgi dilini nasıl konuşmalısınız: neden hediyeler her şey değildir?

