Bir ilişkinin başlangıcında beynimiz inanılmaz bir numara yapar; kusurları görmezden gelip avantajları abartarak ideal bir sevgili portresi çizer.
HERE NEWS muhabirinin bildirdiğine göre, bu “hormonal körlük” bize eşsiz bir mutluluk hissi veriyor, ancak pembe camlar kaçınılmaz olarak çatlamaya başladığında bunun bedelini ödemek zorundayız.
Yakışıklı prensin er ya da geç çoraplarını atan bir adam olduğu, masal prensesinin ise kötü bir ruh hali içinde yaşayan bir kadın olduğu ortaya çıkar. İdeal imajın gerçeklikle çarpışması birçokları için o kadar acı verici hale geliyor ki, fantezilerinin çöküşünü görmek yerine ilişkileri koparmayı tercih ediyorlar.
Fotoğraf: Pixabay
Psikologlar bu fenomeni “bölünmüş imaj” olarak adlandırıyor – bir partnerin hem iyi hem de kötü niteliklerini aynı anda akılda tutamama. Bütünsel bir insan algısı yerine iki kutup arasında bir koşuşturma var: “idealdir” ve “berbattır”.
Bu siyah-beyaz yaklaşım, karmaşık, gerçek duygulara yer bırakmıyor. Olgun aşk, tam da partnerimizin ideal değil, sıradan, karmaşık ve bazen çelişkili bir kişi olmasına izin verdiğimiz anda başlar.
Kurgusal bir imajı sevmeyi bırakırız ve gerçek bir insanı tüm “hamamböceği” ve tuhaflıklarıyla tanıyıp kabul etmeye başlarız. Bu, parlak ama kör edici bir spot ışığından karanlığın tüm ayrıntılarını seçen daha yumuşak, daha hacimli bir ışığa geçmek gibidir.
Yere inmenin en etkili yollarından biri, partnerinizin niteliklerinin en dürüst listesini bilinçli olarak kendiniz için derlemektir. Sadece harika mizah anlayışını değil, aynı zamanda sabahları sinir bozucu yavaşlığını, sadece cömertliğini değil aynı zamanda inatçılığını da ekleyin.
Bu liste yargılamak için değil, size gerçeği hatırlatmak içindir. İdealleştirme çoğu zaman zorlukları ve kusurlarıyla birlikte yaşamın kendisinden bir kaçıştır.
Partnerimizi bir bütün olarak kabul ederek, tüm dünyayı ve nihayetinde kendimizi de kabul etmeyi öğreniriz. Bu bir yenilgi değil, olgunluğun çocukluk hayallerine karşı gerçek bir zaferidir.
Gül rengi gözlüklerin olmadığı ilişkiler daha az çekici görünebilir, ancak gerçek olma gibi eşsiz bir avantaja sahiptirler. Bir hayaletle değil, yaşayan bir insanla bir bağlantı kuruyorsunuz ve bu bağlantı her türlü fırtınaya dayanabilir çünkü onun temeli bir yanılsama değil gerçekliktir.
Ayrıca okuyun
- Kelimelerin araları nasıl okunmalı: beden dili neden binlerce itiraftan daha önemlidir?
- Neden yalnızlıktan birlikte yalnızlığa koşuyoruz: Olgunlaşmamışlık ilişkileri nasıl bozuyor?

