Temiz bir sayfa açtığımıza safça inanarak yeni ilişkilere giriyoruz.
HERE NEWS muhabirinin bildirdiğine göre, aslında yanımızda görünmez bir bagaj taşıyoruz; önceki ilişkilerin deneyimleri, hayatta kalma kuralları ve eski yara izleriyle dolu valizler.
Ve çoğu zaman bu bagajı açmak yerine yeni ortağımızı onu bizim için taşımaya zorluyoruz. Psikologlar bu olguyu transfer olarak adlandırıyor; geçmişteki davranış kalıplarının ve beklentilerin şimdiki kişiye bilinçsizce aktarılması.
Fotoğraf: Pixabay
Önceki partneriniz sizi bu şekilde aldattığı için mesajlarında belirsiz olduğu için ona kızabilirsiniz. Veya bir zamanlar ihanete uğradığınız için aşırı sadakat kanıtı talep edin.
Karşınızda gerçek bir insanla değil, dünün gölgeleriyle savaşıyorsunuz. İyileşmenin ilk adımı dürüstçe itiraf etmektir: evet, bu yük bende var.
Bu ayıp değil, insani bir davranış. Zaten hayatınızdan çıkmış olanların günahlarının bedelini başkasını ödemeye zorlamak utanç vericidir.
Geçmişteki partnerinizin nerede bittiğini ve şu anki partnerinizin nerede başladığını, nesnel gerçekliğin nerede olduğunu ve kendi endişeli projeksiyonunuzun nerede olduğunu ayırt etmeyi öğrenmelisiniz. Duyguların arttığı bir dönemde kendinize şu soruyu sormanız yardımcı olacak basit bir sorudur: “*Şu anda* tam olarak ne oluyor, tepki gösteriyor muyum?”
Çoğu zaman cevap şaşırtıcıdır: Partnerinizin hareketine değil, başka bir hikayede doğan bir korkuya tepki verirsiniz. Bu boşluğun farkına varmak zaten savaşın yarısıdır.
Kocasının kendisini sürekli eleştirdiği sancılı bir boşanmanın ardından bir kadın, yeni ilişkisinde iş projelerini partnerine göstermekten korkuyordu. Cesaretini toplayıp korkusunun nedenini açıkladığında, işini hemen övmedi.
Sadece şöyle dedi: “Paylaştığın için teşekkür ederim. Aynı fikirde olalım: Eğer sorarsan her zaman dürüst fikrimi söylerim. Eğer sormazsan, sadece seni destekleyeceğim.”
Bu anlaşma eski yükü kaldırdı. Geçmişle çalışmak kişisel bir iç görevdir. Terapi, günlük tutma, tetikleyicilerinizi analiz etme, bavullarınızı açmanın araçlarıdır.
Yeni partnerinizin terapistiniz olması gerekmiyor. Onun rolü, oyundaki ana oyuncu olmak değil, iyileşmenize anlayışlı ve destekleyici bir tanık olmaktır.
Güven, yaralanmalarınız olmadığında değil, onlara sahip olduğunuzda, sonuçlarının sorumluluğunu başka birine devretmeden onlar hakkında nasıl konuşacağınızı bildiğiniz zaman inşa edilir. “Bu benim de başıma geldi, bu yüzden bazen temkinli olabiliyorum. Bu benim hikayem ve üzerinde çalışıyorum” – böyle bir ifade, eski senaryonun tekrarına dair sessiz bir beklentiden çok daha fazla samimiyet yaratır.
Geçmişi sildiğinizde değil, onun tüm hayaletlerini görerek tanıdığınızda ve onları şimdiki zamanda yaşayan insanlarla karıştırmayı bıraktığınızda, geçmiş sizi kontrol etmeyi bırakır. Yeni bir ilişki, eski acılardan kurtulmak için bir sığınak değil, bagajınızı gümrük kontrolüne bırakarak, hafifçe girmeniz gereken ayrı bir ülkedir.
Ayrıca okuyun
- Karşılıksızlıktan nasıl kurtulursunuz: neden kendinizi sevmeyi bırakmaya zorlayamıyorsunuz?
- Neden sınırlarınızı savunun: neden “hayır” bencillikle değil de sevgiyle ilgilidir?

