Kıskançlık geleneksel olarak utanç verici, yıkıcı bir duygu, güvensizlik ve zayıflık belirtisi olarak kabul edilir.
HERE NEWS muhabirinin bildirdiğine göre kamuoyu iki yol sunuyor: ya bunu kendi içinde bastırmak ya da skandal şeklinde dışarı atmak.
Her iki seçenek de sorunu daha da derinleştirir ve ilişkinin içeriden sessizce aşınmasına olanak tanır. Psikologlar üçüncü bir yol öneriyorlar – kıskançlığı bir düşman olarak değil, hoş olmayan da olsa önemli bir haberci olarak algılamak.
Fotoğraf: Pixabay
Bu, ilişki sistemindeki bir tür işlev bozukluğunu gösteren bir semptomdur. Bunu göz ardı etmek, yangın sırasında rahatsız edici bir ses çıkardığı için duman dedektörünü kapatmak gibidir.
Kıskançlık çoğu zaman dışarıdan gelen gerçek bir tehditten değil, iç sorunlardan söz eder: kıskanç kişinin kendine olan saygısının düşük olması, bir çiftte öz değer kaybı hissi veya partnerler arasındaki duygusal temasın kopması.
Belirli bir kişiyi değil, partnerinizin başkalarına gösterdiği, ancak evde sakladığı kolaylığı ve açıklığı kıskanıyor olabilirsiniz. Kıskançlık, partnerlerden birinin fark etmek istemediği, sınırların gerçekten ihlal edildiğinin bir işareti olduğunda da tam tersi bir durum ortaya çıkar.
Örneğin, “dostça iletişim” veya duygusal ihanet olarak gizlenen flört, bir kişinin en gizli düşüncelerini hayat arkadaşına değil, yanındaki birine güvenmesi.
Önemli olan, odak noktasının suçlamalardan (“ona çok fazla ilgi gösteriyorsun”) duygularınıza ve ihtiyaçlarınıza (“Sosyal ağlarda saatlerce konuştuğunuzda kendimi yalnız hissediyorum, derin temasımızı özlüyorum”) kaydığı dürüst bir konuşmadır. Bu kontrolle ilgili bir konuşma değil, bağlantıyı yeniden kurmayla ilgili.
Bir tanıdık, karısının işine karşı acı verici bir kıskançlık dönemi yaşadı. Bir keresinde sahneler yerine şöyle demişti: “Sadece sohbet edebildiğimiz akşamlarımızı özlüyorum.Bunun için zaman bulalım mı? Onun da yakınlığı özlediği, ancak rutinden kaçarak projeye daldığı ortaya çıktı. Kıskançlık, birlikte çözdükleri bir soruna işaret ediyordu.
Evrensel bir tarif yok, ancak kıskançlık hayatınızın kronik bir arka planı haline geldiyse, bu durup kendinize şunu sormanız için ciddi bir nedendir: Beni tam olarak bu kadar üzen şey nedir? Bu ilişkide ya da kendimde neyi özlüyorum?
Cevap hoş olmayabilir, ancak yalnızca güvene veya bilinçli ayrılığa doğru ilerlemenize izin verir. Kıskançlığın gölgesi olmayan ilişkiler bir gerçeklikten çok bir efsanedir.
Sağlıklı bir birlik, bu duygunun yokluğuyla değil, her iki tarafın da bu duygunun mesajını çözebilme ve hem güvenlik hem de değer duygusuna geri dönecek oyunun yeni kuralları üzerinde anlaşabilme becerisiyle ayırt edilir.
Ayrıca okuyun
- Neden aşkı kaygıyla karıştırıyoruz: Takıntılı düşünceler bağımlılığı nasıl ortaya koyuyor?
- Kurtarıcı Olmayı Nasıl Durdurabilirsiniz: Fedakarlığınız Neden Sevgiye Zarar Verir?

